...
Septum Deviasyonu burun, solunum yolunun başlangıç noktası olan ve vücut sisteminin en hayati fonksiyonlarından biri olan nefes alışverişinin sağlıklı şekilde gerçekleştirilmesini sağlayan temel yapıdır.
Yüzün tam odak noktasında yer alan burnun iki duvar deliği arasında bir duvar görevi gören ve burun orta hattını oluşturan kemik ve kıkırdak yapıların tamamına “nazal septum” adı verilmektedir. Nazal septumun herhangi nitelikte bir eğriliğe sahip olması ya da doğru olarak konumlanmaması durumunda, sağlıklı nefes alıp verme işlemi gerçekleştirilememektedir. Nefes alma işlemi, bütün bir vücut sağlığı için önemli ve hayati bir yere sahiptir. Dolayısıyla nazal septum deviyasyonu durumlarında ortaya çıkan nefes alıp verme sorunları, sadece nefes alıp vermekle ilgili şikayetlere sebep olmamakta, bütün bir vücut sağlığına zarar veren etkiler meydana getirmekte ve kişilerin yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir.
Burun anatomik yapısı gereği, nazal septum adı verilen burun orta hattı belli şekilde konumlanmalıdır ki nefes alıp verme fonksiyonu sağlıklı ve doğru şekilde gerçekleştirilebilsin. Ancak genetik ya da sonradan yaşanan travmalar gibi sebeplerle, burun orta hattını oluşturan kıkırdak ve kemik yapıdaki nazal septum, doğru şekilde konumlanmayabilmekte ya da eğri nitelikte olabilmektedir. Nazal septumun burun orta hattında yamuk şekilde oluşturduğu kemik ve kıkırdak dokunun kişinin burundan nefes almasını zorlaştırması durumu, septum deviasyonu olarak adlandırılmaktadır.
Septum deviasyonu, burundaki kemik ve kıkırdak yapının doğru yerleşmemesi ya da eğriliği sebebiyle nefes alıp vermenin zorlaşması, hatta bazı durumlarda burun deliklerinin tamamen kapanmasıyla nefes almanın imkansız hale gelmesi durumudur.
Septum Deviasyonu, genellikle geçirilen fiziksel travmalar (çarpma, düşme vs.) sebebiyle meydana gelmekte, bazı durumlarda ise anne karnındaki süreçte ya da genetik nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.
Burun orta duvarı, burunda bulunan diğer yapılar ile birlikte anne karnından itibaren gelişmeye başlamakta ve burundaki kıkırdak-kemik gelişimi 18 yaşına kadar sürmektedir. Burun kıkırdak gelişiminin tamamlandığı sürece kadar, bu bölgeye alınan darbeler, darbeler sonucu oluşan travmalar ya da doğuştan burun anatomik yapısıyla ilgili mevcut olan sorunlar septum deviasyonuna sebep olabilmektedir.
Bu sebepleri sıralarsak;
Septum deviasyonunun en belirgin belirtisi olarak da karşımıza çıkan burun tıkanıklığı, nefes alma güçlüğüne sebep olmaktadır. Hafif nitelikte septum deviasyonu bulunan bazı kişilerde belirtiler soğuk algınlıkları sırasında ortaya çıkmaktadır.
Septum deviasyonunun sebep olduğu sağlık sorunlarını şu şekilde sıralayabilmekteyiz;
Rinomanometrik ölçümler gerçekleştirilerek burun solunumu objektif olarak belirlenebilmekte, akustik rinometri ile burun kanallarının tümünün hacmi ve darlıkları tespit edilebilmektedir.
Septum deviasyonunun tanısı ise, burun bölgesinin detaylı endoskopik muayenesi ile gerçekleştirilebilmektedir.
Normal yapısı gereği, ince ve düz olması gereken nazal septumun eğri olması, solunumu zorlaştırabilmekte ya da imkansız hale getirebilmektedir. Septumdaki eğriliğin burun tıkanıklığına sebep olacak nitelikte eğri ya da yanlış konumlanmış olması durumunda, cerrahi müdahale gerçekleştirilmektedir. Burun orta hattındaki kıkırdak ve kemik dokunun eğriliğinin düzeltildiği ameliyatlar, Septoplasti olarak adlandırılmaktadır.
Burun, yüzün tam orta noktasında bulunan ve odak noktasını oluşturan alandır. Tıp dilinde septumnasale olarak adlandırılan burun, ortadan ikiye bölünmüş bir tünel gibidir. Bu iki tünelin en ve uzunluk olarak birbirine yakın nitelikte olması durumunda burun sağlığından bahsedebilmekteyiz. Burun orta duvarı tarafından ikiye ayrılan bu iki kısım, ince ve zarımsı bir tabakayla kaplıdır. Bu tabakanın arka ön ve üst kısımlarında kıkırdak, arka alt kısımlarında ise bir kemik duvar bulunmaktadır.
Sağlıklı bir burun, ön giriş deliğindeki darlığın arka kısmından itibaren genişlemeye başlamaktadır. Tam olarak bu noktada, girişten çıkışa doğru burun tünelinde herhangi bir sorun bulunması durumunda, temel yaşam fonksiyonumuz olan solunum ile ilgili sorunlar oluşmaktadır. Burun tünelinden hava geçişinin engellenmesine sebep olan bu durumun en sık rastlanan sebebi olarak karşımıza, burun orta duvarının oluşturduğu çıkıntı ve tümsek çıkmaktadır. Bu çıkıntı ve tümsek, burun boşluğunu ikiye ayıran kıkırdak ve kemikten oluşan, septum adı verilen yapıda meydana gelmektedir.
Septumun amacı, burun boşluğunu iki eşit yapıya ayırmak ve bu iki hava kanalından sistemli şekilde solunum işleminin gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Septumun bu sistemli ve fonksiyonlu yapısında çeşitli sebeplerle meydana gelen eğrilikler ise, septum deviasyonu adını almaktadır. Septum deviasyonunda, burun orta duvarının orta hattan kayması sonucu bir tıkanıklık durumu ortaya çıkmaktadır. Septum deviasyonu, burun kemiği eğriliği olarak da bilinmektedir.
Septum deviasyonu, burun içerisinde sistemli ve dönüşümlü fonksiyon gerçekleştiren hava boşluklarının dengesinin bozulmasına, dolayısıyla solunumla ilgili çeşitli problemlere sebep olmaktadır.
Çeşitli sebeplerden dolayı eğri ya da yanlış konumda olduğu gözlemlenen kemik ve kıkırdak dokular, septoplasti ameliyatıyla düzenlenmektedir. Septoplasti ameliyatı sırasında temel olarak, burun içerisinde nefes almaya engel olan ya da nefes almayı zorlaştıran kemik dokular alınarak, var olan kıkırdak dokular uygun şekilde yeniden düzenlenerek konumlandırılmaktadır.
Septum deviasyonu ameliyatında, genellikle burun altından küçük bir kesi uygulanarak burun içi dokulara ulaşılmaktadır. Septum deviasyonu işlemi ile, burunda tıkanıklığa sebep olan septum kısmı çıkarılabilmekte ya da bu kısım düzeltilerek, doğru şekilde konumlandırılabilmektedir. Septum deviasyonu ameliyatı sırasında uygulanan hiçbir yöntem, burnun dışarıdan görünüşüne etki etmemektedir.
Burun eğriliğinin sadece iç yapılarla ilgili olmadığı, dışarıdan da bir kemik eğriliğinin mevcut olduğu durumlarda ‘açık teknik’ adı verilen, burun derisinin sıyrılmasıyla uygulanan operasyon gerçekleştirilebilmektedir.
Septum deviasyonu sonrası, yapılan kesi dikişler yoluyla kapatılmaktadır. Kendi kendine eriyebilen dikişlerin kullanılabildiği septum deviasyonundan 1 hafta sonra dikişlerin alınması gerekebilmektedir.
Septum deviasyonu, ortalama olarak toplumun %70-80’ne yakın oranında gözlemlenmektedir. Kişide bulunan hafif nitelikte bir septaldeviasyon, kişinin hayatını çok etkilemeyeceği için fark edilmeyebilmektedir. Ancak, septum deviasyonu ileri ya da birkaç bölgede mevcut ise (örneğin S şeklinde deviasyon), kişinin normal yaşantısını etkileyebilmekte, solunum problemleriyle birlikte ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilmektedir.
Konfor ve efor kaybı; septum deviasyonu bulunan kişiler, özellikle gece uykusu sırasında ağız yoluyla solunum yapmakta ve buna bağlı olarak ağız kuruluğu yaşamaktadırlar. Bu durum aslında burun temel fonksiyonu olan havayı temizleme ve vücut sıcaklığına göre dengeleme görevlerinin gerçekleştirilememesi anlamına gelmektedir. Dolayısıyla akciğerlere ağız yoluyla alınan hava gitmekte, bu durum akciğerlerin solunum için daha çok efor sarf etmesine sebep olmaktadır.
Performans kaybı ve sağlık sorunları; solunum, vücutta bütün sistemin sağlıklı şekilde işlemesini sağlayan oksijenin alınması için temel fonksiyondur. Sağlıklı solunum, sağlıklı bir vücut sistemi işleyişi için temel noktayı oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, septum deviasyonu kişide, genel bir yorgunluk hali ve devam eden baş ağrıları gibi belirtiler gösterebilmektedir. Genel yorgunluk hali ve devam eden baş ağrıları, kişide performans kaybını kaçınılmaz kılmaktadır.
...
Burun estetiği ameliyatı klasik tampon uygulamaları ile yapılabileceği gibi farklı tekniklerle de gerçekleştirilebilir. ...
...
...
...