Burun içerisinde sonradan oluşan ve polip ismi verilen yapılar, bir çok kimsenin, bu arada hekimlerinde başını ağrıtan önemli bir problemdir.
Vücudumuzda içi boş, hava ile temes edebilen birçok organ bulunur.Ağız, burun, sindirim sistemi, dış kulak yolu bunlara örnektir.Bu boşlukları döşeyen yüzeysel bir doku tabakası vardır.İşte bu doku tabakasından dışarı doğru sarkarak büyüyen, et gibi yapılara “polip” adı verilir.”Kulak, ses teli, mide, bağırsak polibi” gibi. Burun içini veya ağızları burun içerisine açılan “ sinüs” adı verilen boşlukları döşeyen dokulardaki hasardan da polipler gelişebilir.
Burun polipleri, yumuşak, soluk renkli, burun içerisine sarkan ve yerçekimi ile yer değiştiren yapılardır.
Polibin oluşma mekanizması tam olarak bilinmemektedir, fakat dokudaki hasar ve bunun sürekli hal alması en muhtemel sebeptir.Burun ve sinüs iltihaplarının kronikleşmesi, burun dokusunun uyarıcı bir madde ile devamlı karşı karşıya kalması, ailesel sebepler polip oluşturabilir.”Astım” ve “kistik fibrozis”gibi bilinen bazı hastalıklarda da burun polibi oluşur.
Polipler, burun hava akımını engelleyerek burun tıkanıklığına, dolayısıyla ağızdan soluma, başağrısı, horlama ve uyku apnesi, sık boğaz hassasiyeti ve iltihabına, nezle ve gribin uzun sürmesine, sinüzit ve koku alma bozukluklarına, yaptığı geniz akıntısı ile astımın artmasına sebep olabilir.
Polipler oluştuktan sonra kendiliklerinden kaybolmazlar.İlk başlangıç safhasında veye çok ufakken ilaçlarla küçültülebilir, hatta bazen ortadan kaldırılabilirler fakat daha büyük olduklarında ancak operasyon ile temizlenebilirler.
Burun polibi operasyonu son yıllardaki teknik gelişmelerin ışığı altında önemli değişiklikler göstermiştir.Eskiden ağız içerisinden yapılan operasyonlar, günümüzde burun içerisinden, sadece “endoskop”lar ve “çok ince aletler” le yapılabilmektedir.Bu çağdaş operasyonlar hem daha fizyolojik hem de hastalığın tekrarlama oranı bakımından oldukça avantajlıdır.Burun dışarısından hiçbir kesi yapılmaz.Bere, çürük, iz oluşmaz.
Operasyondan önce burun içi ve sinüslerinbilgisayarlı tomografik incelemesi gerekir.
Burun polibi olan hastalarımızı ikiye ayırabiliriz.Birinci grupta altta belirgin bir hastalık yatmayan kişiler vardır.
Fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi sonrası bu kişilerde başarı oranı % 90’ dır.Fakat astım, kistik fibrozis ve aspirin alerjisi olan kişilerde başarı oranı düşer.Bu kişilerde burun polipleri her şeye rağmen tekrar oluşur, bu tür hastalarımızda günümüzde elimizden gelen, poliplerin oluşmasınıve yan etkilerini operasyon ve ilaç tedavisi ile mümkün olduğunca geciktirmektir.